Kızılay Başkanı Meclis’te: Siyasete dönmeyi düşünmüyorum
Türkiye Kızılay Derneği Genel Başkanı Kerem Kınık, depremin ardından Kızılay’ın sattığı çadırların savunmasını TBMM Deprem Araştırma Komisyonu’nda “Haberim dışında işlem yapıldı” diyerek yaptı. Kınık, “Kızılay’ın depolarında bulunan çadırı gerçekler çarpıtıldığı için alıp bir vatandaşa ya da AHBAP Derneği’ne satmasından bu yana kamuoyunda tepki var” dedi. Kınık’ın maaşına yönelik eleştirisi ise şöyle: “Afet operasyonları için arabamın bir yılda ödediği trafik cezası miktarını size söyleyeyim; 30 bin lira. Bahsedildiği gibi maaşın 5 katı diye bir şey yok. Brüt ikili. Kınık, siyasete gireceğini söyleyerek, “Siyaset bana göre değil, yerel yönetimlerde olmama rağmen ayrıldım. Bir daha dönmeyi düşünmüyorum.”
Depremlerin ardından hızla sattığı çadırlarla gündeme gelen Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık, bugün TBMM Deprem Araştırma Komisyonu’nda sunum yaptı.
ANKA’nın haberine göre Kınık, 36 bin 720’si Kızılay’daki çadır fabrikalarında üretilen toplam 130 bin 271 çadırı deprem bölgesine gönderdiklerini açıkladı. Çadır fabrikalarında günde bin 200 çadır üretildiğini kaydeden Kınık, son iki yılda toplam 51 bin 480 çadırın AFAD’a teslim edildiğini bildirdi.
Kınık’ın verdiği bilgiye göre, 15 Şubat akşamı tüm TV kanallarında yayınlanan “Türkiye Tek Yürek” kampanyası kapsamında Kızılay’a 919 milyon 982 bin TL yardım sözü verildi. Ancak bugüne kadar taahhüt edilen miktarın sadece 565 milyon TL’si kuruma aktarılırken, 354 milyon 982 bin TL’lik kısım bekleniyor.
Kınık, depremin ardından yurt içi ve yurt dışından yapılan nakdi ve ayni bağışların toplam tutarının 6 milyar 57 milyon 210 bin TL’ye ulaştığını açıkladı.
Kerem Kınık, sunumunun ardından milletvekillerinin eleştiri ve sorularını yanıtladı. İlk gün bölgede deprem olup olmadığı sorusuna Kınık, “İlk gün oradaydık” dedi. Kızılay gruplarının deprem bölgelerine hareket saatlerini de paylaşan Kınık, “İlk saatlerde bölgedeydik ve o günden beri kıyafetlerimizi çıkarmadık. Siz bizi davet ettiğiniz için bölgeden buraya geldik” dedi.
“HABERİM OLMADAN OPERASYON YAPILDI”
Kızılay Başkanlığı’na seçildiğini belirten Kerem Kınık, satılan çadırlarla ilgili şunları söyledi:
“İşlem benim bilgim dışında yapılmıştır. Ama faaliyet gösterirken şanlı Meclisimizin çıkardığı mevzuata uymak zorundayız. Bu vesileyle bir toplumun ekonomik oluşumu boşa gitmez. Ziyan olursa kurum atığı olarak bize geri dönecek o yüzden ben Kızılay Derneği olarak parayla kendi ekonomik kuruluşumdan çadır satın alıyorum. AFAD’ın alması doğaldır.
‘BİZE İSTERSENLER ‘GÖNDERMEYİN KENDİMİZ ALIRIZ’ DEDİK
130 bin çadırda 2 bin 50 çadır… Halkın haklı itirazı, şu nedenle bir grup vicdani yaralama meydana geldi. Olayın gerçek boyutu; Çadır alımı için AHBAP’a bağışlanan paraların yanı sıra çadır kuralıyla bağışlanan paralar, çadır alımı için AHBAP’ın ikmal noktasında dünyanın en büyük afet çadırı üretim kapasitesine sahip Kızılay Derneği’ne iade edildi. Kızılay satış ekibi, bu çadırlar AFAD’a teslim edileceği ve bölgeye gideceği için -Ancak bu çadırlar Uluslararası Göç Örgütü için üretildiği için depoda sevk edilmeyi bekliyor, Göç Örgütü arkadaşlar bölgeye sevk edilecekler. AFAD’a teslim edeceklerini düşündükleri için bize danışmadılar. Genel müdürümüz bana sorsalardı ‘Göndermeyin, lojistiğimiz var, kendimiz alırız’ derdik. Sonuç olarak 10 Şubat’ta verilen çadırlar bölgeye götürülerek kuruldu.
‘GERÇEĞİ GÖRMEK İSTEMİYORUM’
Kızılay’ın depolarında bulunan çadırı alıp vatandaşa ya da AHBAP Derneği’ne sattığı ilan edilince, gerçekler çarpıtıldığı için kamuoyunda tepki oluştu. Vatandaşın bağışıyla yapılan çadır olmadığı gibi parayla vatandaşa satılan çadır da yok. Vatandaşa parayla satılan gıda kolisi yok. Günlerce ekranlarda tehdit edilmek, en yakınımıza, ailemize bile; Linç nesnesine dönüşen bu olayda vatandaş gerçekleri görmek istemedi.
Vatandaşa ticari satış yapılmadı, olamaz. Bu cemiyetin iktisadi kuruluşu 1,5 günlük üretim çadırımız olan bu 2 bin 50 taneyi bizim söylediklerimizin dışında şartlı çadır bağışı ile bize gelen bir firmaya verdi. Çadır ertesi gün AFAD’ın gösterdiği yerde kuruldu.”
‘İSLAM VAKIF MEDENİYETİNDE AKARET DEDİĞİMİZ BİR KÜLTÜR VAR’
Kınık, Kızılay’ın kurumlaşma ilişkisini anlatırken, “İslam vakıf medeniyetinde Akaret dediğimiz bir kültür var. Bağımsızlığı ve finansal sürdürülebilirliği sağlamak için gelir kaynaklarına ihtiyacınız var. Kızılay, kuruluşundan bu yana ekonomik örgütlenmeleri olan bir dernektir. Sadece şu vardı; 2018 yılında bu yapılar derneğin ekonomik kuruluşları iken tüzel kişilik değillerdi ama biz bu yapıları SPK denetimine sokmak ve vatandaşa karşı hesap verebilir hale getirmek için sermaye şirketlerine dönüştürdük. Kızılay’ın kârlılığı benden önceki döneme göre 66 kat, cirosu ise 25 kat arttı.”
‘Belirtildiği gibi 5 katı maaş yok. BRÜT İKİLİ SAYILAR’
Kerem Kınık, maaşıyla ilgili tartışma ve eleştirilere şu yanıtı verdi:
“Ben ve genel müdürlerim yılda 25 milyar gelir ve gider tahakkuk ettiriyoruz. Yaptığımız iş ve süreçlerden kaynaklanan birçok risk bulunmaktadır. Mesela beyannameyi geç veriyorsunuz ya da aracınız… Afet operasyonlarına giden arabamın bir yılda ödediği trafik cezası miktarını söyleyeyim; 30 bin lira. Kendi ofis arabam. Biz derneğiz, hiçbir ayrıcalığımız yok. EDS’den geçerken para cezası ödüyor. Vesilesiyle bir yerden alınan bir ödeme yok, bahsedildiği gibi maaşın 5 katı diye bir şey yok. Brüt ikili sayılar.”
Kınık ayrıca Kızılay’ın dağıttığı işlerden gıda zehirlenmesi olmadığını belirterek, “Mutlaka son kullanma tarihi geçmiş bir ürün bırakın, bir gıda zehirlenmesi, 200 milyon ürün dağıttık, bir gıda zehirlenmesi söyleyin” dedi.
VATANDAŞIN HERHANGİ BİR SORUMLULUĞU YOKTUR, SINIRSIZ HİZMET BEKLENTİSİ VAR’
Kerem Kınık, “Afet yönetimi artık toplum temelli afet yönetimine dönüştü. Türkiye Afet Müdahale Planında vatandaşlarımıza rol verilmiyor. Vatandaşımızın hiçbir sorumluluğu yok ama en temel sorumluluk vatandaşlarımızın üzerinde olmalıdır. Vatandaşımızın herhangi bir sorumluluğu yok ama sınırsız hizmet beklentisi var” dedi.
Yerel yönetimlerle ilgili olarak Kınık, “Yerel yönetimler afeti dünyanın her yerine taşıyor. İtfaiyeciler taşıyor. Mevzuat açısından bunun iyileştirilmesi gerekiyor. Herkes kendi riskini bilecek ve azaltacaktır. Kurumlar da kendi risklerini azaltmış olacak.”
‘POLİTİKA DÖNMEYİ DÜŞÜNMÜYORUM’
Siyasete atılacağı ve milletvekili olacağı iddiaları hatırlatılan Kınık, şunları söyledi:
“Sizler bu şerefli görevi iyi yapıyorsunuz, hiç hevesim yok… 2004-2009 yılları arasında bir dönem İstanbul’da il genel meclisi üyeliği yaptım. İl meclisi yerel bir politikadır. Ama siyasetin bana göre olmadığını bilerek yerel yönetimlerde olmama rağmen ayrıldım. Tekrar geri döneceğimi sanmıyorum. Güvendiğin için teşekkürler.”
‘ŞARTLI BAĞIŞ’
Kerem Kınık, Başkentgaz’ın Kızılay aracılığıyla Ensar’a bağışta bulunarak vergiden kaçmasına ilişkin, “Bize yardım eden kuruluşlardan bazıları doğrudan Kızılay’a kurumsal bağış anlaşması yaptı. Tüm bağışlarını Kızılay üzerinden yapıyorlar. Bu sayı çok yüksek değil. Tüm bağışlarımız içindeki oranı da bu durumda olduğu gibi 2016’dan bu yana binde 5 oldu. Başka bir kurumla ortak yapılmak şartıyla 58 milyon lira bağış yapıldı. Buna şartlı bağış denir. Şirketin Kızılay aracılığıyla öğrenci yurdu yaptırmak istediği dönemde gayrimenkul yatırım ortaklığı serbestisi kapsamında olduğu için şahsi vergiden muaftır. Vergi ödemez. Vergi matrahı sıfır ve halkın herhangi bir vergi kaybı olmadı” dedi.
Hatay’daki muz serasında yaşayan depremzedelerin durumuyla ilgili olarak Kınık, “İki gün önce Samandağ’daki muz serasında vatandaşlarımızın hizmetine sunduğumuz çadırları aldık. Bazı vatandaşlarımız çadırdan çıkmamayı tercih etti. O bölgeyi ziyaret ettim. Erkekler eşlerini orada bırakıp gittiler. Onlara farklı bir yer teklif ettik, ‘çadırkent kuralım’ dedik ama dilek tutmadılar ve eşlerinin onayını beklediler. Daha sonra eşinin de onayı ile her biri kendi evinin bahçesini istedi, hepsine çadır kurduk.”
‘KAOTİK BİR DURUMA DÖNÜŞÜYOR’
Kerem Kınık, milletvekillerinin “Neden istifa etmediniz” sorusuna “İstifa edersek 300 bin gönüllünün yönetimi kaotik bir duruma dönüşecek” diyerek yanıt verdi.
(HABER MERKEZİ)